19 Kasım 2013 Salı

Sezai Karakoç - Mona Roza

    Dereye düşmüş bir yaprak gibidir Sezai Karakoç'un hayatı. Sonu olmayan bir aşktır Karakoç'un hayatını böylesine yönsüz bir şekilde savuran. Ankara Üniversite'sine gittiği daha ilk sene bir 'Muhacir Kızı'na aşık olur Sezai Karakoç. İşte o günden,mezuniyet gününe kadar olan sürecin en büyük şahitidir bu duygusal,romantik ve aşk kokan şiir.  Aşkı onu kasıp kavursa da, bu konuda aşkıyla yüzleşecek cesareti bulamaz senelerce kendisinde Karakoç. Bulduğunda ise, reddedilir. Bu reddediliş onu yıkmıştır, ancak aşkından vazgeçmeyen bu genç delikanlı, aşkını yaz tatilinde görememeye dayanamamış ve yazını aşkının memleketi olan Geyve'de ki evinin karşısında bahçıvanlık yaparak geçirmiştir. Ve kalem o büyüleyici satırlara burada başlayarak devam etmiştir: Mona Roza, siyah güller, ak güller/Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak... Günler gelip geçmiş, okul bitmiştir. Öğrencilerden öğretmenlere, velilerden basına herkes Sezai Karakoç'un da aralarında bulunduğu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nin mezuniyet balosundadır. Gözler ise kürsüde, Mona Roza'ya işte o anlarda hayat verecek olan Sezai Karakoç'tadır. Bu genç şiirine başladığında kocaman salonda tek çıt çıkmamış, herkes Mona Roza'ya odaklanmıştır. Aşık olduğu kadının ruhudur Mona Roza. Kelimelerin en ahenkli,en güzel dansıdır Mona Roza. Mona Roza bittiğinde ise zorla tekrar, tekrar bittiğinde ise bir tekrar daha aynı şiiri okutmuşlardır Sezai Karakoç'a. Sezai Karakoç ise her defasında, her satırı, hep aynı gözlere bakarak okumuştur. Herkes bu kadar büyük bir aşkı kimin hakedebileceğini düşünür hatta tartışırken, kürsüye genç bir bayan yaklaşır ve Sezai Karakoç'a "Eğer teklifin hala geçerli ise, kabul ediyorum" der. Önceden yüreğine ateş düşüren dudaklar, bu kez aynı ateşi söndürmek için karşısındadır Sezai Karakoç'un. Cevap ise "Benim aşkıma, artık senin aşkın yetişemez" olmuştur. Kimi rivayetlere göre bu cevaptan sonra bu genç bayan canına kıymış, kimi rivayetlere göre ise Türkiye'de değil, yaşamını yurtdışında devam ettirmektedir. Sezai Karakoç'a gelirsek; hayatının hiçbir döneminde başkasını sevmemiş, hiçbir döneminde bir evlilik yapmamıştır. Mona Roza ise, her satırında bir yaşam, her kelimesinde bir anlam olması yönüyle benim gibi birçok insan,ve tabiki edebiyatımız için çok değerli bir yapıttır. Bu arada o genç bayanın adı da, Mona Roza'nın her kıtasının ilk harflerinde saklıdır: Muazzez Akkaya. Sayın Haşmet Babaoğlu yorumlarken kimi kıt'alarını atlamış, kimisini ise sırası farklı bir şekilde yorumlamıştır. Ancak şiirin orjinali, yazılıdır. Keyifli dinlemeler.
 
Sezai Karakoç - Mona Roza (Seslendiren: Haşmet Babaoğlu)

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş, merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller...

Ulur aya karşı kirli çakallar
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni, perdeleri çek
Mona Roza, seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni, perdeleri çek.

Zeytin ağacının karanlığıdır
Elimdeki elma ile başlayan
Bir yakut yüzükle aydınlananlar
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan
Zeytin ağacının karanlığıdır.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman çabuk çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir, söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kiminin sarı
Ahhh! Beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza, bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar, su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım uymaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza.

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın, ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı.

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Gülcenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş, merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller...

Ditulis Oleh : Unknown Hari: 06:05 Kategori:

0 yorum:

Yorum Gönder