Her şiirin kendisine özel bir karakteri olduğu söylenir. Kimileri aşk şiiri,duygusal şiir,romantik şiir diye ayırt eder şiirleri. Kimileri ise mevsimsel nitelendirir bu ayrımı. Yani, mesela, en duygusal şiirler, sararmış yaprakların kendilerini rüzgarın kollarına bırakmalarıyla hikayesine başlar. En sıcak şiirler bir kadeh şarap kadar sıcaktır bazen, bazense şöminenin ısıttığı bir odanın penceresi kadar buğulu ve de soğuk. En güzel aşk şiirleri, doğa da en az parkta ki bir çocuğun heyecanı kadar canlıyken, çimenlerin insanları en çok mutlu ettiği zamanlarda mürekkebe hayat vermiştir. En romantik şiirler ise denize yakamozların en çok göründüğü zamanların ürünleridir. Hepsi bir yana, şiirlerde en büyük etkileyicilik hikayelerindedir bence. Seyircinin önündeki perdenin arkası, bu işin mutfağı. Bu yüzden şiir yazmak kimi zaman büyük aşklar, kimi zaman kocaman hayal kırıklıkları, kimi zamansa yalnızlık ister. Bir şiiri okumak, derin duygusal boşluklar ister kelimelerle doldurulabilecek. Oysa dinlemek, belki camın diğer tarafında birkaç damla yağmur, belki biraz yorgunluk, bol bol da kahve kokusu. İşte o zaman ancak bir kar tanesi kadar ağır olabilirsiniz. Keyifli Dinlemeler..